top of page

Yeryüzünde kendi cennetlerini yarattılar

SON ORMAN BÜKÜCÜLER



Küresel kara alanının %31'ini oluşturan ormanlar yaşamın temel kaynağı oksijenin üretildiği dünyanın en önemli ekosistemleri arasında. İklim değişikliği, erozyonla mücadele, biyoçeşitliliğin korunması, su varlığının arttırılmasında yaşamsal rol oynayan ormanlar insanlar ve vahşi yaşam için aynı zamanda besin kaynağı ve barınma alanı. 1.6 milyar insan gıda, tatlı su, giyim, geleneksel tıp ve barınma ihtiyacını ormanlardan sağlıyor.

Günümüzde ormanlar ciddi bir yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. 1990 yılından bu yana neredeyse Güney Afrika kadar alan yaklaşık 129 milyon hektar orman alanı kaybedildi. Her yıl İngiltere'nin yarısı kadar orman alan tarım ve mera alanı elde etme, kentsel genişlemeye imkân sağlama, tüketim ihtiyaçlarına hammadde sağlama ve orman yangınları nedeniyle yok olmaktadır.


İşte Dünya tam da bu noktadayken, adeta birer kurtarıcı, kahraman gibi ortaya çıkan, doğaya saygılı, bilinçli, sadece kendi hayatını değil, tüm canlıların hayatını da önemseyen, doğa aşığı insanlar parmakla sayılacak kadar az. Sayıları ne kadar az olursa olsun, Dünyaya, insanlığa ve yaşama katkıları çok önemli ve değerli. Biz de bu insanlara kendi açımızda Son Orman Bükücüler demeyi uygun gördük.


Brezilyalı Sebastião Ribeiro Salgado ve eşi Lélia

20 yılda, 4milyon ağaç dikerek boş bir araziyi ormana dönüştürdüler


Brezilyalı Salgado çifti, doğal hayatın neredeyse yok olmaya yüz tuttuğu Minas Gerais bölgesindeki tahribata uğramış ormana tekrar hayat verebilmek için 20 yıllarını ağaç dikmeye adadı.

Ekolojik dengenin düzelmesi için 20 yıl boyunca emek verdiler. Milyonlarca ağaç dikerek çorak bir araziyi orman aline getirdiler. Brezilyalı çift, kimsenin hayal dahi edemeyeceği bir işe imza atarak tüm insanlığa adeta ders verdi. Büyük özveri ve uğraşla geçen bu 20 yıl sonunda, bölgede binlerce hcanlı türüne de ev sahipliği yapan bir orman yaratmayı başardılar. Peki bu muhteşem olay nasıl gerçekleşti ?


Sebastião Ribeiro Salgado, 30 yıl kadar önce işi için ayrıldığı Minas Gerais bölgesindeki eski çiftliğine geri döndüğünde bölgenin artık yalnızca %0,5’inde ağaç olması ve doğal hayatın neredeyse tamamen kaybolmuş olması karşısında çok üzülmüş. Sonradan The Guardian’a verdiği bir röportajda; “Toprak, benim kadar hastaydı” demiş. Bölgeye yerleşmeye karar verdikleri için, eşi Lélia’nın aklına, yeniden ağaçlar dikerek, ormanı tekrar canlandırma fikri geliyor ve bu imkansız gibi görünen amaç uğruna, Sebastião ve Lélia 1998 yılında "Instituto Terra" isimli bir organizasyon kuruyorlar. Bu organizasyonun amacı, Doce Nehri Vadisi’nin sürdürülebilir gelişimine katkı sağlamaktı.


Bir grup insanın yok olmak üzere olan bir ormana sahip çıkmak için adım atması tüm dünyada büyük ses getirdi. Brezilyalı çift beraber çalıştıkları ekiple beraber boş araziye tam 4 milyon ağaç ekti. Brezilyalı çift kuraklığa eğimli kaynakları tekrardan canlandırdı. Hayata geçirmeyi başardıkları proje ile sürdürülebilir açıdan dengenin korunması adına önemli bir adım attı. Bu ekip sayesinde bir zamanların çorak arsası tropikal bir cennete dönüştü. Orman tam tamına 293 ağaç türüne ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda 172 farklı kuş türüne, 33 farklı memeliye ve 15 farklı sürüngen türünü de içerisinde barındırmaya başladı. Bu canlı türleri arasında soyları tükenmekte olan canlılar da mevcut.

Bölgeye bitki ve hayvanların yeniden getirilmesi orman ekosistemini zenginleştirdi. Aynı zamanda, bu proje sayesinde kuraklığa eğilimli bölgelerdeki kurumuş kaynaklar yeniden canlandı ve yerel sıcaklık olumlu yönde etkilendi.

Bu muhteşem çiftin ve Instituto Terra’nın ilham verici hikayesi hakkında detaylı bilgiye bu videodan ulaşabilirsiniz.


Hindistanlı Jadav Payeng

Central Park’ın yaklaşık iki katı büyüklüğünde orman yapan adam



"Çocukluğumda yağmur dolayısıyla oluşan sel, yılanların toprağın üstüne çıkmasına neden oluyor ve yılanlar boğulup ölüyordu. Onların hayatlarının tehlikede olması ve bir çoğunun ağaçsız, kurak bir ortamda ölüyor olması nedeniyle her gün ağaç dikerek bir orman oluşturmaya karar verdim."

Majuli Adası’na 1979 yılından itibaren her gün ağaç diken 47 yaşındaki Hindistanlı Jadav Payeng’in hikayesi, kendi ağzından aktardığı bu hikayeyle başlıyor. Jadav Payeng, orman oluşturma projesine 10 yaşından itibaren başlıyor. Bugün, başlattığı o küçük orman, şu anda New York’taki Central Park’ın yaklaşık iki katı büyüklüğünde 1.400 dönüm araziye yayılıyor. Ormanda artık, gergedanlar, filler, geyikler, kaplanlar, maymunlar, kuşlar ve daha birçok canlı yaşıyor.


Bu olay, iklim değişikliği ve küresel ısınma konularında bir bireyin istediği zaman neler başarabildiği, birlikte mücadele edilirse nelerin başarılabileceğinin muhteşem bir örneği. Payeng, röportajlarında “Son nefesime kadar ağaç dikmeye devam edeceğim” diyor.


Kaynak: Ekolojist.com


Eskişehirli Ali ve Kazım Özkan kardeşler

“Ağaç Dedeler” 10 yılda 1000’in üzerinde fidan dikti


Eskişehir´in Çifteler ilçesine bağlı Osmaniye Mahallesinden 81 yaşındaki Ali Özkan ve 76 yaşındaki Kazım Özkan kardeşler son 10 yılda mahallelerindeki çorak bir araziyi 1000’den fazla ağaç dikerek yeşillendirdi. `ağaç dedeler´ olarak tanınan 2 kardeş diktikleri ağaçlarla her gün ilgilenerek çocukları gibi bakıyorlar.

Mahallenin yolları, mezarlık çevresi ve boş arazileri kısa sürede yemyeşil bir görüntüye kavuşturan Ağaç Dedeler, aralarında çam, akasya, dişbudak gibi çeşitlerin olduğu binin üzerinde fidan dikmişler.

Diktiği ağaçları her gün kontrol ederek bakımlarını yaptığını ifade eden Ali Özkan, ölene kadar ağaç dikmeye gayret edeceğini söylüyor.


Mardinli Şeyhmus Erginoğlu

11 bin ağaç diken 'Şeyhmus Amca'


Mardin'de eskiden şehrin çöplerinin döküldüğü 48 dönümlük alanı, 26 yıllık emekle, küçük bir ormana dönüştüren 71 yaşındaki Şeyhmus Erginoğlu, şu an kuşların yuvalandığı, insanların yaz aylarında gölgesinde serinlediği bir nefes alanı yaratmış.

Tarihi şehir Mardin’de ormanlık ve yeşillik alan oldukça az olduğu da düşünülürse, bu ormanın değerinin ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılır.

Bu alandaki 11 bin ağacın tamamını Erginoğlu kendi elleriyle dikmiş. Bölgede 'Şeyhmus Amca' olarak anılan Şeyhmus Erginoğlu’nun tek başına yarattığı bu küçük orman için oldukça büyük bir emek sarfetmiş. Mesela fidanları diktikten sonra 5 yıl boyunca kurumamamları için her gece saat 1-2 gibi gelip sulamış. Daha önce çöple dolu alanı arındırmak da kolay olmamış. Kamyonlarca naylon, plastik ve moloz çıkarmış alandan.



Çam fidelerini Orman Müdürlüğü'nden ücretsiz almış ama kayısı, yeni dünya, elma, limon, dut, ceviz, madem, nar, incir, zeytin gibi bahçede bulunan yüzlerce meyve ağacının fidanlarını parasıyla satın almış ama insanlar buraya meyve toplama geliyorlar, burası benim değil, burası herkesin, ağaçlara zarar vermemek koşuluyla kim isterse gelip alabiliyor." diyor bir röportajında.

Onlarca dönümlük alanın sulanması için gerekli plastik boruların maliyetini ve ağaçların kurtlanmasını engellemek için gerekli ilaçların maliyetini de kendisi üstlenmiş.

Savurkapı mevkisine 10 bin, değişik alanlara da 4 bin olmak üzere bugüne kadar 14 bini aşkın fidan diken Şeyhmus Erginoğlu doğa aşkıyla takdir topluyor.


Çankırı’lı 90 yaşındaki Osman Erol

35 yılda 40 bin fidanı toprakla buluşturdu


90 yaşındaki Osman Erol, diktiği binlerce fidan sayesinde köyünün yeşil bir görüntüye kavuşmasına katkı sağlamanın mutluluğunu yaşıyor. Tarımla uğraşan Erol, yaklaşık 35 sene önce köyünün etrafına fidan dikmeye başladı. Köy arazisinde uygun bulduğu yerlere çam, kavak gibi türlerin yanı sıra badem, erik, armut gibi meyve fidanları diken Erol, bugüne kadar yaklaşık 40 bin fidanı toprakla buluşturdu.


İlerleyen yaşına rağmen yaz kış demeden her gün diktiği fidan ve ağaçların bakımını yapan Erol'a, Kızılırmak Kaymakamlığı tarafından da teşekkür belgesi verildi.

Cebinde sürekli badem çekirdeği taşıdığı dile getiren Erol, "Erik, armut ağacı diktim. Köylüler diktiğim ağaçların meyvelerini yiyor. Köyde ağacımın olmadığı yer yok. Kavak, söğüt, badem, aklınıza ne gelirse var. İşim sadece dikmeyle değil, sürekli bunlarla uğraşıyorum. Hiçbir menfaat sağlamıyorum." diye konuştu.


Kaynak: AA


Comments


bottom of page